Bak şimdi… “The Hand of Midas” diyince insan bir duraksıyor. Midas kimdi ya? Her dokunduğu şeyi altına çeviren kral mıydı neydi? Evet evet, tam da o! Ama burada mesele tarihi değil, kazancı. Slotter’da karşıma çıktı bu oyun, dedim “Deneyelim bakalım, bizde de altın şansı var mı?”
Ve… BAM! Oyun resmen altın madeni gibi. Hele bir açıyorsun oyunu, müzik giriyor, grafikler cillop… Parmak dokunmasa da ekran altın oluyor yahu.
The Hand of Midas: Dokun, Dönüştür, Kazan!
Bu oyunun olayı çok net. Bir dokunuş, bir servet. Yani tabii gerçek Midas gibi değil, ama şansa bak be! Scatter’lar, wild’lar, çarpanlar… Bir dönüyor çarpan, ekranda yıldızlar geçiyor.
Midas’ın eli gibi hissettiriyor resmen. Her dönüşte “hadi lan bu sefer geliyor!” diyorsun. Bazen gelmiyor, tamam… ama geldi mi? Ohhh! Tatlı rüyalar gibi. Hele o free spin anları… insanın nutku tutuluyor. “Daha ne versin?” dedirten cinsten.
Slotter’da The Hand of Midas Keyfi
Şimdi bir de işin şu kısmı var. Oyunun güzelliğini yaşamak istiyorsan doğru yerden oynaman lazım. Slotter burada devreye giriyor. Hem oyun takır takır çalışıyor, hem de ödeme sistemi yağ gibi. Ne sorun, ne pürüz.
Slotter’da oynarken bir de bonuslarla donatıyorlar adamı. Yani Midas dokunmuş gibi hissettirmiyorlar sadece, resmen çuvalı altınla dolduruyorlar. O yüzden “The Hand of Midas” Slotter’da başka güzel oynanıyor.
Altın Parmak Arıyorsan, Midas’a Bak!
Bak kardeşim, bu hayat bazen tatsız. Bazen cebin boş, moral sıfır. Ama işte bazen de öyle bir oyun çıkıyor ki karşına, bi’ umut oluyorsun. The Hand of Midas, işte o oyun. Altın dokunuşunu hissettiriyor, o eski Yunan efsanesini cebe indiriyor.
Ve unutma, bu oyunu Slotter’da oynamak… heh, işte o zaman tadı damağında kalıyor. Bazen hayat da slot gibi… döndürürsün, beklerken gelir en güzeli. Belki de senin altına dönüşmen, sadece bir tık uzağındadır…